www.imageshack.us
http://alperenocaklari.org.tr/index.php?option=com_seyret&task=videodirectlink&Itemid=81&id=19

Yılbaşı neyimiz olur? Ramazan bayramımız mı, kandilimiz mi, Kurban bayramımız mı?
Biz Muharremlerle, Martlarla başlayan yıllar da biliriz… Ki, hiçbiri böyle şımarıklıkla, böyle ayyaşlıkla, böyle kumarbazlıkla açılmazdı. Hepsi, efendi yıllardı.
Bu bahsi bu kadarla geçiyor ve Noel Baba‘ya geliyorum: Memleketimize, herhâlde, Beyoğlu‘ndan giren, Haliç‘i atlayarak Fâtihlere, Aksaraylara, sonra Rumeli‘ye ve Boğaz‘ı aşarak önce Kadıköylere, Modalara ve sonra Üsküdarlara ve oradan Anadolu‘ya geçen bu bunak, neyimiz olur? Babamız mı, dedemiz mi, amcamız mı yoksa Avrupalılıktan pîrimiz mi?
İstanbul’un Tepebaşı’ndan Adana’nın Tepebağı’na kadar her yeri bilen, her yere uğrayan bu moruk kimdir, necidir?
Bir fotoğrafına bakarsanız Havârîlere, öteki resmine bakarsanız Rasputin‘e benzeyen bu iskambil papazı, aramızda nenin nesidir? Bunu hiç merak ettiniz mi?
Siz bırakın da ben söyleyeyim onun kim olduğunu:
O, Haçlı Seferleri‘nden kalma bir kılınç artığıdır. O zaman silâhla giremediği yerlere, şimdi beyaz sakalıyla saygılar ve sevgiler toplayarak girebiliyor.
O, evimize girerken eşeğini kapımızın arkasına bağlayan bir Piyer Lermit‘tir. Kardeşlerini Mukaddes Savaş‘a hazırlamaktan geliyor.
O, adıyla sanıyla bir misyonerdir ki kılığını değiştirmiş ve bizi avlamaya, kucağında getirdiği oyuncaklarla en can alıcı noktamızdan, çocuklarımızdan başlamıştır. Bu cömertliğinin karşılığını istemeyecek mi sanıyorsunuz, fedâkârlığının sebebini düşünmediniz mi?
Bırakın, onun hakkından ben gelirim: İşte sakalını çekince gördünüz, sakalı elimde kaldı ve altından Lücifer (şeytan) çıktı. Bilirsiniz ki, câsuslar da kıyâfetlerini ekseriyâ böyle değiştirirler. Bu, mezar beğenmeyen hortlağa ya yerini gösterin, yahut bırakın; Haç’ın da çarmıha gereyim onu.
Tehlikeyi sezer de kendiliğinden gitmeye kalkarsa çıkarken ceplerini yoklamayı unutmayınız. Muhakkak bir şeyinizi çalmıştır.
Arif Nihat ASYA



MUHSİN YAZICIOĞLU’NA
Gözlerime yaş doldu kan akar oluk oluk
Yürekler yangın yeri kesildi nefes, soluk
Alperenim dönmedi hüzünlü gözler doluk
-Sevenlerin kalpleri gümbür gümbür atmaz mı?
-Bir Sivas senin için söyle yasın tutmaz mı?
Gittiğin kutsal yolda umut oldun aş oldun
Canımızdan can bildik başımızda baş oldun
“ÜŞÜYORUM” diyerek, gözümüzde yaş oldun
-Sevenlerin kalpleri gümbür gümbür atmaz mı?
-Bir Sivas senin için söyle yasın tutmaz mı?
Keş dağının ardında kim der ki duracaksın
O naçiz vücudunu karlara saracaksın
Merteben yüksek senin,cennete varacaksın
-Sevenlerin kalpleri gümbür gümbür atmaz mı?
-Bir Sivas senin için söyle yasın tutmaz mı?
Elmalı’dan Maraş’a uzanan bir yol çizdin
Alperen’in gönlünde huzura giden izdin
Ter temiz kimliğinle seven gönülde gezdin
-Sevenlerin kalpleri gümbür gümbür atmaz mı?
-Bir Sivas senin için söyle yasın tutmaz mı?
Kim bilir bu gidişle aralandı kaç perde
Milyonlarca insanın çektiği acı derde
Zamansız bir ecelin canın aldığı yerde
-Sevenlerin kalpleri gümbür gümbür atmaz mı?
-Bir Sivas senin için söyle yasın tutmaz mı?
Rahat uyu kabrinde rahat ol mert civanım
Seninle yandı yürek sağım solum her yanım
Yokluğun öyle zor ki söyle nasıl dayanım
-Sevenlerin kalpleri gümbür gümbür atmaz mı?
-Bir Sivas senin için söyle yasın tutmaz mı?
Hüzün dolu kalp ile kin, nefret siliyordun
Sonsuzluğun sahibi al yanına diyordun
Sanki ayan olmuştu sanki de biliyordun
-Sevenlerin kalpleri gümbür gümbür atmaz mı?
-Bir Sivas senin için söyle yasın tutmaz mı?
Bir gün önce birlikte bir anı paylaşmıştık
Aynı çatı altında oturup kaynaşmıştık
“GÜLDESTE” günü için söz verip anlaşmıştık**
-Sevenlerin kalpleri gümbür gümbür atmaz mı?
-Bir Sivas senin için söyle yasın tutmaz mı?
Bekir ÂLİM 31.03.2009 Salı
Güldeste Günü: 57 Sivaslı şairin katılımı ile gerçekleşen Geliri İşitme engelliler derneğine bağışlanmak için hazırladığımız Sivaslı Şairler Antolojisi Güldeste 2009 kitabı için 10 Mayıs 2009 tarihinde yapmayı planladığımız şiir dinletisi |
|
Bekir Alim
|